Ksantelazma Nedir, Neden Olur? Göz Kapağında Yağ Bezeleri ve Tedavisi

Tıpta cilt altındaki dokularda meydana gelen yağ birikimlerine ksantoma ismi verilmektedir. Göz kapak derisinin üst kısmında biriken yağ birikintilerine ise “Ksantelazma Palpebrarum” ismi verilmektedir. Bu duruma kısaca “ksantelazma” ismi verilmekte olup, ksantomların en çok karşılaşılan tipidir. Kadınlarda %1,1, erkeklerde ise %0,3 oranında görülmektedir. (1)

Ksantelazma lezyonları simetrik olarak dağılabildiği gibi tekli veya çoklu, sert yada düz, yumuşak veya sert formlarda olabilmektedir. En yaygın olarak göz kapağının iç kenarının yakınlarında alt kapaktan ziyade üst kapakta meydana gelen sarımsı plakalar ile karakterizedir. (2)

Ksantelazma probleminin oluşum sebebi henüz netlik kazanmamıştır. Oluşumunda çoğunlukla ailesel yatkınlığın rol oynadığı bilinmektedir. Ancak incelenen hastaların ciddi bir kısmında kan plazma lipidlerinin normalin üstünde olduğu görülmüştür.

Vücutta herhangi bir işleve engel olmayan ve iyi huylu bir tümör olan ksantelazma kozmetik açıdan oldukça rahatsız edici olabilir. Bu nedenle ksantelazma ile karşılaşan birçok kişi genel cerrahi, plastik cerrah, göz doktorları ve dermatologlara başvurmaktadır. (1)

Ksantelazma Tedavisinde Kullanılan Yöntemler

Ksantelazmaları tedavi etmek için uzmanlar çeşitli yöntemler kullanmaktadır. Bu yöntemler eksizyon (klasik ameliyat), kriyoterapi, trikloroasetik asit, radyofrekans (RF) ve lazer tedavilerini içerir. Her yöntemin kendine göre avantaj ve dezavantajları vardır.

Klasik Ameliyat

Klasik ameliyat son yıllarda gelişen teknolojinin getirdiği yeni yöntemler sayesinde artık varlığını yitirmiştir. Teknolojiyi yakından takip eden doktor ve merkezler tarafından klasik ameliyatla ksantelazma tedavisi yapılmamaktadır.

Lazerle Tedavi

Lazer, 2000’li yıllardan bu yana aktif bir şekilde kullanılan teknolojilerden biridir. Özellikle sağlık ve estetik alanında birçok problemin tedavisinde yaygın bir şekilde tercih edilmektedir. Ksantelazma tedavisinde de denenmiş olan lazer tedavisi maalesef başarılı olmamıştır. Çoğunlukla leke gibi yüzeysel olan cilt problemlerinin tedavisinde etkili olmaktadır. Ancak ksantelazma, et beni gibi ciltten kabarık olan lezyonlarda lazer etkili olmamaktadır.

Radyo Frekans Yöntemiyle Tedavi

Radyo frekans tedavisi ülkemizde ilk olarak İdea Klinik hekimlerinden genel cerrahi uzmanı Op. Dr. Atilla KAYA tarafından denenmiş ve başarılı sonuç alınmıştır. Dr. Atilla KAYA Zaman içerisinde çeşitli modifikasyonlar yaparak yöntemi geliştirmiş ve çok başarılı sonuçlar elde etmiştir. Günümüzde birçok doktor ve klinik bu yöntemi referans alarak uygulamaya başlamış olup Radyo Frekans yöntemiyle Ksantelazma tedavisi ameliyatsız olarak başarılı bir şekilde yapılmaktadır.

Radyo frekans ismindeki cihazın ince uçlu aparatı ksantelazma yani yağ dokusuna temas ettirilerek lezyonun buharlaştırılması sağlanmaktadır. Uygulama yapılan bölge 1 hafta içerisinde yara iyileşmesinde olduğu gibi kendi kendine iyileşmekte ve sağlıklı doku oluşmaktadır.

Ksantelazma Tedavisi Sonrasında İz Kalır mı?

İz kalıp kalmayacağı uygulanan yöntem ve uygulayan doktorun tecrübesi ile orantılıdır. Ksantelazmalar ameliyat ile alındıysa dikiş izi kaçınılmazdır. Fakat tedavi ameliyatsız şekilde radyo frekans yöntemiyle yapılırsa iz kalma riski oldukça minimaldir. Hiç iz kalmaz demek doğru değildir ve bu söylem hastayı kandırmak olur. Göz kapağı diğer bölgelere göre çok daha ince bir deriden oluştuğu için iz kalma riski çok düşüktür. Cilt yapısına göre değişik gösterse de ya hiç iz kalmaz yada çok hafif sohbet mesafesinden anlaşılamayacak minik bir iz kalabilmektedir.

Doğal Yöntemlerle Tedavisi Var mı?

Maalesef ksantelazmayı yok ederek cildin normale dönmesini sağlayacak herhangi bir doğal yada benzer yöntem bulunmamaktadır. Çeşitli kaynaklarda var olsa bile işe yaramayacak ve zaman kaybetmenize sebep olacaktır. Ksantelazmanın yok edilebilmesi için doktor tarafından uygulanacak yöntemler tercih edilmelidir.

Kaynak:
1-) Op. Dr. Atilla KAYA – Ksantelazma Tedavisi
2-) Radyo Frekansla Ksantelazma Tedavisi